Hepimizin inanmak istediği bir şey var; hayatımın kontrolü kendi ellerimde.
Mutlak bir şekilde bu gerçeği kabul etmek istiyoruz çünkü aksi durumda kendimizi bir kapanda mahsur kalmış gibi hissediyoruz.
Fakat buna rağmen yaşamımızın büyük bir çoğunluğu onaylanma ihtiyacı ile geçiyor. Belki hayalini kurduğumuz olmasını arzu ettiğimiz hayat bile başkalarının bizim hakkımızdaki düşüncelerini olumlu yönde etkilemek üzerine kuruluyor. Çünkü başkaları dediğimiz grup ve topluluk çoğu zaman olumsuz olanı parlatmaya elverişli bir yapıda. Bu olumsuzluğun yaygınlaşması ise bireyleri belirli kalıpları zorunlu olarak tekrarlamaya yöneltiliyor. Fakat olumsuz dediğimiz şey ise çoğu zaman sadece alışık olunmayan ve aykırı görünmeyen oluyor.
Genel olarak özetleyecek olursak, sadece bir diğerinin bizim hakkımızdaki düşüncesi ve onayı yüzünden kendi gerçekliğimizden uzak kalıyoruz. Peki, bunun nedenleri nelerdir? Nasıl çözüm bulabiliriz?
1.Onay Arayışı
Onay arayışı dediğimiz olgu bireylerin diğerleri üzerinde pozitif bir etki bırakmak istemesi ve bunu kasıtlı olarak arzulaması olarak açıklanabilir. Bunun kasıtlı olmasının sebebi ise onay arayışının tam tersi olan bir durumun; el alem ne der? düşüncesi ile bertaraf edilmesinden kaynaklanıyor.
Onay arayışının çok farklı nedenleri olabilir. Bunlardan başta geleni ait olmak ile ilişkili. Ötekiler tarafından benimsenmek ve onların bir parçası olmak istemek. Diğeri ise daha çok kafa karışıklığı, ne yaptığını bilmemek ve öteki gibi olmak istemekten kaynaklı sürü psikolojisi ile açıklanabilir. "Çünkü diğerleri de öyle yapıyor. Aksini yapmak son derece aykırı ve yanlış," diye bir anlayışa giriyor birey. Zaten aksini yaptığında yine o grup ve topluluk tarafından dışlanacağı korkusunu her zaman yaşıyor.
Diğer neden de alışkanlıklarla yakından ilgili. Çocuklukta öğrendiğimiz bazı yaşam kalıpları, yetişmiş olduğumuz çevre ve dünyaya bakış açısı bunda son derece etkili bir unsur. Birey belli bir yaşa geldikten sonra bunu aşmak istese de yine aynı çevrenin karşı çıkmaları ve baskıları ile mücadele etmek zorunda kalıyor.
Onay arayışı dediğimiz olgu tamamen ait olmak ve zıttı ait olmamak kavramlarının toplamından oluşuyor.
2.Toplumun Aynasında Kendini Görmek
Dünyaya geldiğimiz andan itibaren bir yapının içinde onların değer yargıları ile büyüyor ve gelişiyoruz. Zaman geçtikçe bu değer yargıları da bizim gerçekliğimizi oluşturmaya başlıyor. Ta ki bir gün bu kalıpları sorgulayıncaya dek sürüp gidiyor.
Her şeye rağmen toplum bizim aynamız oluyor. Mutlaka bir çevre içinde yaşıyor ve toplumsal düzende bazı kalıpları benimsemeye mecbur kalıyoruz. Bunlardan bazıları toplumsal düzen için gerekli olsa da bazıları da öğrenilmiş davranışları oluşturuyor.
Toplum bizi dönüştürüyor. Hızlı bir akıntının içinde gibiyiz çoğu zaman. Öyle ki direnmek nafile. Kendimizi onunla beraber akarken buluyoruz. İster istemez aynı düşüncelerin etrafında toplaşıyoruz.
Toplum bizim düşünce kalıplarımızı şekillendiriyor. Hatta biz de etkili oluyoruz bunda. Özellikle sosyal medya'nın etkisi bu konuda yadsınamaz. Artık iyi - kötü, çirkin - güzel anlayışlarımız bile dijital dünyanın tekelinde. Elimizden geldiğince bu akıntıya karşı koymaya çalışıyoruz ama bir nokta da gücümüz yetmiyor.
3.Kendi Sesini Bulmak
Peki, ne yapabiliriz? Her zaman bir cevap vardır değil mi? Hiçbir soru cevapsız değildir.
Bunun için yapılması gereken temel şey başkaları dediğimiz bu çoğunluğun sesini olabildiğince kısmak ve kendi sesimizi yükseltmek. Kolay değil tabii. Eğer anlayışla karşılamıyorlarsa bilin ki bu da bir zorbalık biçimidir. Çünkü herkesin sesi duyulmaya değerdir.
Bu kimi zaman kendin için bir adım atmaktır. Ortaya bir tavır koymaktır. Hatta sessiz dahi olabilir. Çünkü tavır konuşur.
En iyi yol kendi değerini anlamak daha iyisini hak ettiğini kabul etmek ve unuttuğunda kendine hatırlatmaktır. Hayat her şeyi yerli yerine koyar ve sesiniz bu evrende güzel bir tını olarak yankılanır.
Sonuç: Fikir ve Yaşam Özgürlüğü
Gerçekten ne istediğine karar ver. Bir adım at onun için. Önünde ne kadar engel olduğunun bir önemi yok yeter ki onun için küçük de olsa bir şey yap bugün. En azından ümit etmeyi bırakma.
Düşün mesela. Senin de güzel ve değerli fikirlerin olduğunu biliyoruz. Körü körüne diğerlerine bağlı kalma. Neden? diye sor mesela. Ne için yapıyorlar? Neden her gün aynı davranış kalıpları? Bu kimin işine yarıyor?
Kendine de sor ben ne istiyorum? Gerçekten kimsin sen ve ne istiyorsun? Başkaları dışında neyi ifade ediyorsun?