Dün gece, uzun bir aradan sonra ilk kez kendime şöyle dedim: “Şanslıyım.”
Her şey yolunda olduğu için değil. Sadece bu defa farklı baktığım için. Belki de artık herkesin hayatının zor olduğunu daha iyi anlıyorum. Kimse kolay bir yoldan geçmiyor. Ama bazılarımız yolda kendine bir dil, bir nefes, bir çıkış buluyor.
Ben yazabiliyorum. Kendimi ifade edebiliyorum. Ya onu da yapamasaydım? Bu düşünce bile beni sarsmaya yetti.
Bu zamana kadar kendim için elimden geleni yaptım. Belki de en çok bunu anlamak, benim geleceğe daha güzel bakmamı sağlıyor. Çünkü biliyorum ve anlıyorum. Devam edebilmek, küçücük bir adım atabilmek bile ne büyük şey.
Kendim ve insanlık için minicik bir ışık tutabileyim istiyorum dünyaya. Ya da sadece bir çiçeği büyüteyim. Yeter ki kök salsın. Bu bile beni mutlu etmeye yeter.
Bir de bir gün bir kedi dost seçsin beni kendine, Sessiz, sahici bir yoldaşlık başlasın.
Eskiden derdim ki, “Her şey çabadır.” Şansa inanmazdım. Ama şimdi biliyorum. Çaba ve şans, birlikte yürüyen iki kardeş gibi. Ve benim en büyük şansım, Hep devam edebilmek oldu.
Yolun nereye çıktığını bilmesem de. Yolda olmayı sevdim. Kendimi tanımaya, anlamaya, taşımaya alıştım. Bazen karanlık, bazen belirsiz. Ama yine de kendime alıştım. Yolun en güzel yanı da ancak bu olabilir.
Bu yazı anlık olarak döküldü içimden. Kısa olsa da bir şans verip burada yazmak istedim.
Daha çok şans bizimle olsun. Ama çabayı da unutmayalım.