Geçmişi Tamamen Geride Bırakmak Mümkün mü?

Son yıllarda  beni en çok etkileyen konudan bahsetmek istiyorum. Aslında konu çok katmanlı olduğu için etkisinden çıkamıyorum. Sadece azaltmaya çalışıyorum. Çeşitli kafa dağıtma aktiviteleri ve olumlu bir bakış ile bendeki gücünü hafife indiriyorum. Aksi takdirde önüme bakmam zorlaşıyor.

Nedir bu kadar beni zorlayan şey?

Son yıllarda hayatımın yönü bir anda 360 derece değişti ve bu olmasını istediğim bir şekilde değildi. Dolayısıyla hem hayal kırıklığı hem alışkanlıklar hem de kabullenmek zorunda oluşum beni epey zorladı.

Geçmişe takıntılı bir insan değilim. Sadece geçmiş ile gelecek arasında çok güçlü bir bağ olduğunu biliyorum. Şu an'ın bile bir gün geçmiş olacağına inanıyorum. Bu yüzden onu daha güzel bir şekilde geri de bırakmaya çalışıyorum. Çünkü geleceğimi de az çok biçimlendiren o olacak.

Ama son yıllardaki yol ayrımları pek de istediğim gibi olmadı. Dolayısıyla daha önceki çabalarım da ayyuka çıktı. Bende bütün bu yaşanan her şeyin bir talihsizliğin sonucu olduğuna inandım. Ama şimdi biraz daha farklı düşünüyorum.

Mutlak kötü yoktur. Hayat an'lardan ibaret. Evet, belki her şey istediğimiz gibi olmamış olabilir. Yine de hayatta olduğumuz sürece oyunun bir parçasıyız. Üstelik zaman algıladığımız gibi düz bir zeminde ilerlemiyor. Her ne kadar bize öyle görünse de. Sebepler ve sonuçlar var. Her şeyin bir zamanı var. 

Böyle olunca saf bir biçimde geçmişe takıntılı kalmak bize ve hayatımızın geri kalanına biraz haksızlık olur diye düşünüyorum. Peki, nedir bu geçmişe takıntılı kalmak? Nasıl bu davranışı azaltabiliriz?

Geçmiş ve Biz

Maziyi yok sayamayız. Gerek güneşli günleri gerekse de yağmurlu günleri. Her an'ı bizim bir parçamızdı. Çocukluğumuz, gençliğimiz, ailemiz ve dostlarımız belki de eski benliğimizdi. Her halükarda bir bellekten bahsediyoruz. Ani değişimler elbette bizi sarsacaktır. Sonuçta adına alışkanlık dediğimiz düğümlerle birbirine bağlıyız. Her şey bize bu düğümü hatırlatacaktır. 

Kimi zaman bir şarkı kimi zaman bir koku. Bazen bir cümle bazen önümüzden geçip giden benzer bir hikaye. 

Geçmiş yaşandı bugün ve gelecek de yaşanacak. Ama asıl sorun, geçmişin ağılığının diğerlerine nazaran daha güçlü olması. İşte, bu devamlılığın önünde bir ket oluyor. 

Onu tamamen geride bırakabileceğimize inanmıyorum. Herhangi bir yerde bize kendisini hatırlatacaktır çünkü. Üstelik bunu yapmaya kalkarsak, halı altına süpürülmüş tozlar gibi bir gün ansızın karşımızda beliriverecek. Ve bu durum oldukça rahatsız edici olacak bizim için. 

Bir Sertab Erener şarkısı var ya hani " o zor günler eskidendi, geçti." Bazen insan o zor günleri de özlüyor sırf bugünden uzak diye. Bu noktada anlıyor insan, aslında geçmişe takıntılı değil sadece bugünle gerekli bağı kuramamış ve maziye mesafe koyamamış. Bazen de bir nokta gereklidir ya.  İşte, bunu yapmak istememiş ya da gönlü razı olmamış.

Geçmiş hep mükemmel değildi.  O yılları daha değerli yapan bir umut vaat ediyor olmasıydı, özellikle bugünlere karşı. Gelin görün ki bugünler de pek umduğumuz gibi değil. Durum böyle olunca insan sadece o umutlu olduğu günleri özlüyor. Tamamen insani işte. 

Geçmişe aşırı bağlılık sadece bugünü yok saymakla kalmıyor bizim de zamanla beraber akmamıza engel oluyor. Yani aylar, yıllar geçiyor ve biz hâlâ aynı noktadayız. Yaş almış oluyoruz bedenen fakat zihnen ve ruhen bir adım ileri gidememiş oluyoruz. 

Kim bilir belki de an'a ayak uydurursak, geleceğin vaatlerini daha açık bir biçimde göreceğiz. Her şey bugün olmasa da bir gün düşündüğümüzden daha güzel olacak.

Ne demiştik. Yaşadıkça oyuna dahiliz. Kader geçmişin tekelinde değil. Bir bütün.

An'ı Yaşamak

Esnek olmalıyız, her şeyin çözümü bu. Hayatta her şey mümkün, diyerek yolumuza devam edebilmeliyiz. Gerçekten öyle çünkü. Her hayat bir roman gibi. Her günümüz romanın bir sayfası. Bazı bölümler istediğimiz gibi sonuçlanmadı diye kitabın tamamına düşman olamayız. Hikaye devam ediyor. Üstelik biz başkarakteriz. Tamamen kontrol bizde olmasa da  yapabileceğimiz bir şeyler her zaman var. Özellikle kendimiz için.

Geçmişi geride bırakmak için bugünle barışmak zorundayız. Onu kabullenmek zorundayız. En azından bugünkü beni de anlayarak ve ona değer vermeliyiz. Kısacası onun için kürek çekmeye devam etmeliyiz. 

Gelecek belirsiz. Bugün için ise hareket lazım. Geçmiş ise bir dersti her yönü ile. Bize çok şey öğretti. Onu bir öğretmen olarak görmeliyiz. 

An'da kalmak çok klasik bir ifade ama her zaman çözüm. Aksi takdirde psikolojik olarak çok yıpranırız.

Buna ek olarak. Her şey geçici. Bu çok güzel bir gerçek. İyi de olsa kötü de olsa, bir gün geçip gidecek. Geçmiş nasıl geçip gitti? Bugünü anlamaya çalışırken de aynısını düşünebilmeliyiz. 

Geleceği Şekillendirmek

Evet, bir dün bir bugün bir de yarınımız var. Roman sayfalarına bakacak olursak; giriş, gelişme ve sonuç.

Ama gelecek de kimi zaman bir son değildir. O bile hâlâ bir çeşitlik vaat edebilir. Hep ön kötü senaryoyu düşünürüz ya, o senaryonun bile bizim için iyi bir tarafı mutlaka vardır. Her şey bakış açısında yatıyor.

Gelecek için bugün hareket lazım demiştik. Ama geçmişin düğümüne takılı kalırsak alanımız da daralır. Gelecek için kürek çekmeyi hiç bırakmamalıyız. Kaderin planları olsa da bugünkü halimize yine çok şey borçlu olacak.

Geçmişe bağlılık çoğu zaman bir yarım kalmışlığın eseridir. O yüzden bugünleri atlar dururuz hep. Her yeni günde geçmişi yaşamayı umarız. Ama bu hayatın kanunlarına oldukça ters. Yaşam geriye doğru akmıyor. Üstelik bugüne dönmediğimiz sürece her yeni gün geleceğin bir parçası olduğu için onun şekillenmesi de pek istediğimiz gibi olmayacak.

Bir noktada zamanı yakalamalıyız. Ve bunu sadece gelecek için değil, bugünü güzelleştirebilmek için yaptığımızın bilincinde olmalıyız. Geçmiş bir takıntı olamaz her şey gelecek için de olamaz. Ama bugünü yaşarız ve geleceği de güzel bir şekilde yaşayabilmek için biçimlendirebiliriz.

Sonuç: Yaşa Sadece ve Acı Çekme

Geçmişin anısı ile karşılaştığında onu bile bugünün parçası olarak gör. Anlık olarak geçip gitmesine izin ver. 
Bugün yeni şeyler düşün, bugün yeni şarkılar dinle. Yeni hayaller kur mutlaka çünkü bu seni an'a bağlar. Rutinler edin. Zor günlerin biteceğine inan. Umudunu kaybetme. 

Bugün yeni şeyler yaz, bugün yeni satırlar oku. Yaşını sahiplen mesela sadece bu yaşı yaşamak iste. Nasıl olursa olsun. Bu yaştaki kendinle bağ kurmaya çalış.

Acı çekme geçmiş için. Bugünü değerli kılacak ne var? Sadece bunu düşün. Hiçbir şey bulamasan bile oluştur onu. Ya da sadece aynadaki yüzünü sev. Düşüncelerini yaz, mesela onu sev. Ne olursa olsun hepsi senin kitabının bir parçası. Hem de okunmaya değer her bir satırı. 



Kendi Yolumuza Dair

Merhaba. Öncelikle sayfama hoş geldiniz. Bu sayfada yaşam yolculuğumuzu bize bir nebze olsa da kolaylaştıracak ve değerlendirecek içerikler yer almaktadır.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski