Sonunda bu yazı da buluşabiliyor olmamız çok güzel. Bu yazıyı yazmayı epey bir süre erteledim ama artık bir şeyler söylemek istiyorum. Çoğunlukla güzel şeyler söyleyeceğim çünkü iyi bir netice ile tamamlandı. Bir de bu süreçten almış olduğum dersler var. Kendi adıma sizlere bazı tavsiyelerde de bulunmak istiyorum.
Bu yazının konusu, benim için haziran ayından başlayan ve temmuzun başına kadar olan tez savunma sürecim, aynı zamanda genel yayın yönetmeni olduğum Altıçizili dergisi ile ilgili. Aslında Altıçizili hakkında bir yazı yazmıştım. Burada da tekrar bir bahsetmek ve duygusal anlamda üzerinde durmak istiyorum.
Bu arada yukarıdaki görselin konumuzla pek bir ilgisi olmasa da tamamen hoşuma gittiği için bu yazıda yer verdim.Tezim 💗
Daha önce yüksek lisansım hakkında bir yazı yazmıştım. Ama o dönem henüz savunma sınavım gerçekleşmemiş ve tez tamamlanmamıştı.
Tezimi güçlü bir çaba ile Mayıs ayının sonunda tamamladım ve Haziranın başında danışmanıma gönderdim. Savunma tarihi almak için bir süreçten geçti ve savunmaya çıkmaya karar verilince ben artık sunuma hazırlanmaya başladım. Aynı zamanda savunmam da Malatya' da olacaktı ve ben başka bir şehirde yaşadığım için aynı şehirde yaşayan sevgili dostum
Ebru sağ olsun bana kucak açtı. Yani bir il değiştirme durumu da oldu. Ama şimdi bakıyorum da pek de endişeli bir durum yokmuş. Sadece savunmama odaklandım ve başarılı bir şekilde tamamlamayı düşündüm. En çok da diledim çünkü yaklaşık 2,5 senelik bir emeğim vardı ve artık somut bir başarı bekliyordum kendimden.
Tez yazmak başlı başına büyük bir başarı zaten. Gerçekten kolay bir süreç değil. Birçok şeyden fedakarlık yapmanız gerekiyor. Ben de elimden geleni yaptım. Alanıma bir katkım olmasını canı gönülden diledim hep.
Savunma tarihime iki gün kala ben Malatya'ya gittim ve can dostum beni Maşti de karşıladı. (Malatya'da yaşayanlar bilir. Terminalin adı.)
Ebru benim liseden arkadaşım ve dostluğumuz 12 yılı devirdi. Araya bazen mesafeler girse de biz hiç kopmadık. Savunma sürecimde de benim yanımda oldu. Mesela savunmama benimle geldi ve saatlerce kapıda bekledi. Savunmadan sonraki süreçte ise güzel yarenliği ile bana eşlik etti.
Ben savunmama çıktığım gün 25 Haziran 2025 biraz heyecanlıydım. Ama ne yalan söyleyeyim artık sonucu görmek istediğim için de biraz rahatlıkta vardı içimde. Çünkü normalde hiç rahat değilimdir.
Yaklaşık 30-40 dakika kadar sürdü. Ben sunumumu yaptım, jüri üyeleri bana sorularını sordu. Arada beni dışarı aldılar. En sonunda karar açıklandı ve üç jüri üyesinin de onayı ile savunmadan geçtim.
Gerçekten çok duygusaldı ama o an belli edemedim. O günden sonra içime bir sevinç geldi ki anlatamam. O gün ise bambaşka duygular içindeydim.
Savunmadan sonra ufak çaplı düzeltmelerim de vardı. Bu süreçte Malatya'da kalarak hem düzeltmelerimi hem de gerekli evrak işlerini halletmeye çalıştım ki gerçekten çok zordu. Ama sonuç olarak ben artık bir bilim insanı oldum.💪
Can Dostum Ebru
Kendisine huzurlarınızda tekrar teşekkürü bir borç biliyorum. Zaten tezimde ona da teşekkürümü sundum. Sunmasam olmazdı çünkü hep beni motive etti. Seminer sürecimde de bana destek oldu. Canım dostum iyi ki varsın.
Orada olduğum süre boyunca onunla hasret gidereceğim yeterli zamanım oldu. Ve bu bana psikolojik anlamda çok iyi geldi. Bol bol sohbet ettik. Onun ailesi ile vakit geçirme imkanı da bulduğum için çok mutluyum. Çünkü hepsi muhteşem insanlardı. Savunmamdan sonra beni tebrik ettiler ve bu çok duygusaldı benim için. Ayrıca arkadaşımın değerli eşi Sefa da bu süreçte bana destek olan dostlarımdan biri oldu. O yüzden ona da teşekkürü bir borç biliyorum.
Ebruyla ben seramik yaptık. Bana seramik yapmayı öğretti. Hayatımda ilk defa elime kil hamuru aldığım için biraz acemiceydi benim yaptıklarım. Zaten yaptığım küçük bir saksı vardı. Çünkü Ebru çiçekleri çok seviyor. Bakımından falan çok güzel anlıyor. Aslında bütün canlılarla arası iyi. O yüzden küçük bir saksıya çiçek ekmesini istemiştim ama saksı kuruduğu sırada çatlamış. Yine de bir süs olarak kullanılabilir belki. Keşke resmini çekseydim ama unutmuşum. Yine de onun bana yaptığı seramiği size göstermek istiyorum.
İşte bu arkadaşımın yeteneği. Zaten anlaşılıyor. Şimdi kitaplığımda duruyor ve üzerine kolye ve küpe koyuyorum. Hiç kullanmam diyordum ama kullanıyorum. Çünkü hayat çok kısa. Onun orada durması bile beni mutlu etmeye yetiyor.
Bakın bunu da ben yaptım.😊 Bu kitaplığımda duruyor. Ebru kadar yetenekli olmasam da ben de sanatımı konuşturmuşum. Yaprak desenli ve üzerine serpiştirilmiş boyalar. Belki bize yaşamı ve yol ayrımlarını hatırlatır.
Ve ben her şey tamamlandıktan sonra Maştiden Malatya'ya veda ettim. Bu da 9. perondan bir fotoğraf. Can dostum yine beni uğurlamaya geldi. Orada ayrıldık birbirimizden. Aynı zamanda yıllarımın geçtiği bu şehirden.
Altıçizili Dergi
Tezi bitirip de danışmanıma gönderdiğim günün ertesinde Altıçizili'nin ilk sayısı yayımlandı. Bazen hayattan güzelliklerin üst üste gelmesini isterdim ve öyle de oldu. Artık hayatımızın bir parçası oldun Altıçizili.
Kültür, sanat ve edebiyat dergisi. Aylık bir dergi aynı zamanda. Orada güzel şeylerden bahsetmek istiyorum. İnsanlara bir fayda sunacak ve aynı zamanda eğlenecekleri bir alan olsun istiyorum. Okuyarak güzel vakit geçirmelerini, altını çizmeye değer satırlarla karşılaşmalarını istiyorum.
O yüzden şiir, deneme ve incelemelere yer veriyoruz. Aramızda olmak isteyen herkese kapımız açık.
Altıçizili sayesinde hayata farklı bir bakış açısıyla bakıyorum. Her şey sanatın ve insanın bir parçası. Sırf bu yüzden içinde anlatılmaya değer şeyler taşıyabilir. Mesela bir kelime ya da cümle tamamlanmamış dahi olsa. O kelime bizi kitaplara ve müziklere götürür. O kelime bizi bir insanın ruhuna götürür. Belki de gittiğimiz yerde birinin kalbine dokunma şansımız olur.
Ben de tez savunma sürecinden döndüm ve ikinci sayı için hazırlıklara giriştim. Zaten önceden bir kaç sayfa ve kapak tasarımı hazırdı. İç tasarımı da kısa sürede yaptım ve tekrar okuyucunun karşısına çıktık.
Bu Süreçten Ne Öğrendim?
Bir tecrübe edindim kendime hem de bir motto; Düğüm varsa çözüm de vardır. Çünkü aynı günün içinde hem düğümleri hem çözümleri gördüm. Günün sonunda ise bir adım dahi olsa ilerlediğimin farkına vardım.
Bitmez sandığınız her şey bir gün bitiyor. Açılmaz sandığınız kapılar açılıyor. Hiç ışık yok diyorsunuz ama içinizde taşıdığınızın farkına varıyorsunuz o ışığı. Hep devam edin. Yol görünmese bile. Bir gün hedef olmasa dahi farklı yollara ulaşacak orada kendi yolunuzu bulacaksınız. Hep yürümeye devam edin.
Bu arada bu yazıyı atlamadan sonuna kadar okuduysanız helal olsun. Dikkat sürenize sağlık. 😀