Bazen Olmaz: Kabul Et, Güçlen ve Yola Devam Et


Her zaman bir planı olanlardan mısınız? Yoksa hayatı akışına bırakıp, ona göre hareket edenlerden mi? Ben plan yapmayı severim. Açıkçası plansız yaşayamam dersem daha doğru olur. Çünkü her şeyi planlarsam her adımımı düşünürsem işlerim daha iyi gider diye düşünürdüm. Düşünürdüm diyorum çünkü bu huyumu bırakmak zorunda kaldım.

Evet, hayattan edinmiş olduğum bir ders sayesinde. 

Planım tutmadı. A'dan  Z 'ye kadar bütün planlarım boşa gitti. Yani umduğum gibi olmadı. Şimdilik büyük planlar yapmayı bıraktım. Hiç değilse bunu başarabilirim herhalde. 😁

Hayatın kendi planları olduğunu anladım. Kabullenmesi kolay değildi. Çünkü çok emek vermiştim. Tekrar yeni planlara sarıldım. Onlarda pek umduğum gibi değildi. Kendimce düşündüm ve dedim ki; bazen olmaz. İşte bu yüzden bu yazıyı yazmaya karar verdim. Hadi gelin! Birazda bu konunun derinliklerine inelim.

Mümkünler ve İmkânlar

Hayat boyu birçok olasılıklarla karşılaşabiliyoruz. Mümkün var imkânsız var. Yeterince hayalperest ve umutlu bir insansanız eğer, hayat boyu mümkünlerin kıyısında geziniyor, cebelleşiyor ve nihai amaca ulaşabilmek için mücadele ediyorsunuz. Yeterince gerçekçiyseniz eğer, sonunu görmediğiniz yola girmiyor imkânı anlamaya çalışıyorsunuz. Tabii bu hayat biraz yerinde durup beklemeyi gerektiriyor. Ama yol göründüğünde mücadele başlıyor sizin için. İşte, benim anlatmak istediğim tüm mümkünlerden dönmüş tüm bu imkânların zorlandığı halde amaca ulaşamayan hayallerimizdir. Yani, hani şu çuvalladığımız anlar vardır ya  işte onlar.

Oysa yola bunun için çıkmamıştık. Oysa o güzel hayallerimiz o kadar gerçekleşmeyi hak ediyordu ki. Oysa biz ne kadar yorulduk. Oysa kabullenmesi o kadar güç ki. 

Ben işte tam bu hisleri anlatmak istiyorum. 

Her şey mümkündür sözü ne  kadar geniş kapsamlı bir söz değil mi? Başarı da başarısızlık da. Bütün motivasyon koçları bu sözü genel de iyi anlamda kullanır. Zaten onların amacı bizi olumlu düşünceye yöneltmektir. Ama bizler bu söze bir gerçekçi gözüyle de bakabiliriz. Mümkün.

Hayatta öyle anlar var ki; tüm yolların sona erdiği, çıkmaz sokaklar, ruhumuza hitap etmeyen ilişkiler, içinde yaşayamadığımız şehirler bize zarar veren ve yıpratan hayallerimiz...

İşte tüm bunlar bazen olmaz dediğimiz şeylerin bir parçası. İşte tüm bunlar kabullenip, kendimize yeni bir yol çizmemiz gerektiği gerçeğidir. İşte bunlar, içinden güçlenerek çıkmaya çalıştığımız savaşlarımızdır.

Hayat bir seçimdir. Hayat bir kader. Bazen olmazı, bu iki bakış açısıyla yorumladığımızda; yanlış seçimler ve öğrenilmesi gerekilen dersler olduğunu görüyoruz. Diğer yandan hepimizin bir yazgısı var. Tümüyle kaderci bir yaklaşım içinde olmamız her ne kadar doğru kabul edilmese de; "Olanda bir hayır olmayan da bin hayır" sözünü benimseyebiliriz. 

İstediğimiz gibi gitmez. Çünkü sonunu bilmediğimiz yollar var. İstemek yetmiyor. Bizim yaşam amacımıza da uygun olması gerekiyor. Nasıl ki bir çiçek için hem iyi bir toprak hem iyi bir güneş ışığı hem de yeterli derece de su aynı anda gerekli ise bizim içinde gerekli olan yaşam amaçları var. Bazen yaşam gidişatımız bunlar ile uyum içinde olamıyor. Evet, emek vermemiz bile yeterli gelmiyor. Aslında anlaması çok basit, olmaması gerektiği için olmuyor. 

Olmayanın Kabulü

Hepimiz bir savaşçıya benziyoruz yaşam yolunda. Güçlü görünmek istiyoruz. Kazanmak istiyoruz. Savaş devam etsin ve hep galip olalım istiyoruz. Ama yorulduğumuzda kendimizi devam etmek zorunda hissediyoruz. Çünkü eğer pes edersek güçsüz duruma düşeriz. Herkes zayıf bir insan olduğumuzu düşünür. Böylelikle savaşın mağlubu biz oluruz diye düşünebiliriz. Ama şöyle bir bakın savaş bizim savaşımız bile değil. Bize hizmet etmeyen hiçbir şey için kendimizi harcamaya ve heba etmeye lüzum yok. Hâlbuki yaşam kesin kazanılması gerekilen savaş bile değildir. Çünkü herkesin mücadelesi farklıdır. Farklı yaşam görevlerimiz var. 

Bir bakalım, bu savaş kimin savaşı? Biz  neredeyiz? Benim amacım ne? Ne için bu kadar mücadele veriyorum? Farklı bir şekilde olamaz mı? Bunları kendimize bir soralım. Mutlaka cevaplar kendisini gösterecektir.

Kafamızı kaldırıp şöyle bir savaş meydanına baktığımız zaman belki de çoktan yanlış yerde olduğunuzu anlamış olacaksınız. Boşuna yorulduğunuzu, güç ve en önemlisi zaman kaybettiğinizi anlayacaksınız. Çünkü herkesin yolu kendisine güzel ve kolay görünür. En azından yaşam bir savaştaymış gibi hissettirmez. Bu demek değildir ki her şey gerçekten de boşuna yaşandı. Bunun adına da tecrübe diyoruz. İşte tüm yorgunluğu kolaylaştırmanın tek yolu, kabullenmektir.

Söylemesi çok kolay peki ya yapması..

Pes etmiyoruz. Sadece farkına vardık. Sırf pes etmemek adına bütün bir ömrü bizim yaşam amacımıza hizmet etmeyen bir amaç uğruna da tüketemeyiz. Oysa hayat bin bir güzelliklerle karşımıza çıkabilir. Oysa daha yaşanacak o kadar güzel günler var ki.

O yüzden yolumuzu devam etmeyi seçiyoruz. Önce kabul ederek. Önce sakince şöyle bir önümüze bakarak. Tüm bu yorgunlukları üstümüzden silkeleyip atarak. Sonra ayağa kalkmayı seçiyoruz. Çünkü daha yürünecek bir sürü yolumuz var. Yeni bir oyun. Hala buradayız. Devam ediyoruz.

Kabul kimi zaman özgürlük demektir. Çünkü kabul yoksa direnç vardır. Bunun yanında hem savaşın hem de kabulün direnci bizi daha çok yorar. Yeni başlangıçlara doğru yol alabilmek için kabul şarttır. Kabul varsa yenilik vardır. Güzel fırsatlar vardır. 

Kabul Sonrası Yaşam

Artık bu saatten sonra yeni bir ben ile yeni bir hayata devam ediyoruz. İlk başlarda alışması pek kolay olmuyor tabii. Kendimize karşı yabancılık hissediyoruz. Çünkü uğruna mücadele verdiğimiz savaş bizi tanımlar bir hale gelmişti. Yeni bene alışmak zaman alacak. Ama bunu da başaramazsak eski ayakkabılar ile yeni bir yol yürüyemeyeceğimiz gibi bu yol da bizi yorar hale gelecek. O yüzden öncelikle yeni benin kabulü ile işe başlıyoruz. 

Yeni ben eski tecrübelerden oluşan ve gelecekte olmak istediğimiz kişinin bir parçasıdır. Her neyi başarmak istiyorsak her kim olmak istiyorsak bugünkü beni bu isteğimiz ışığında kodlamalıyız. Kendimizi sürekli motive etmeli hatta moralimizi düşüren olumsuz kişi ve olaylardan uzaklaşmalıyız. Çünkü yeni bir versiyonunuz ortaya çıktığında ilk çevrenizden tepki alıyorsunuz. Herkes yaşam hedefinizi ve benliğinizi anlamak zorunda olmadığı için siz de onlara bir şey açıklamak zorunda değilsiniz. Sadece yolunuza devam edin.

Kendimizi yeniden inşa etmek hem zor hem de başarabildiğiniz zaman çok güzel bir his. İşte bizler bu noktada güçleniyoruz. En kırıldığımız yer aslında tekrardan yeşillenip çiçek açtığımız yer haline geliyor. Artık daha dayanıklı ve dirençli oluyoruz. Farklı versiyonlar farklı görüşler iç dünyamızı çeşitlendiriyor. Bu durum ruhumuzu yeniden farklı bir göz ile görmemize olanak tanıyor. 

Kabullenmek ise sırtımızda gereksiz ağırlık yapan yüklerimizi atmak gibi. Yaşam zaten zorlu bir yol iken bu kadar ağırlık ise bizi adeta yavaş yavaş yok ediyordu. Şimdi önümüze bakmalı geçmiş yüklerimizden arınarak ilerleyebilmeliyiz. 

Artık yeni başlangıçlara ve güzelliklere hazırız. Önümüze güzel yollar çıkıyor ve bizler de usul usul yürüyoruz. Acaba yol bizi nereye götürecek? Ben çok merak ediyorum. Sizler ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı paylaşabilirsiniz. 
















Kendi Yolumuza Dair

Merhaba. Öncelikle sayfama hoş geldiniz. Bu sayfada yaşam yolculuğumuzu bize bir nebze olsa da kolaylaştıracak ve değerlendirecek içerikler yer almaktadır.

4 Yorumlar

  1. Merhaba. Yazılarınız gayet güzel. Böyle devam edin.🤗

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba. Beğenmenize sevindim. İlginiz için teşekkür ederim.

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. Evet biraz üzücü olabilir ama yolumuza daha güçlü bir şekilde devam etmek bizim ellerimizde. :)

      Sil
Daha yeni Daha eski