Mükemmellik: Takıntı mı? Mecburiyet mi?


Üzerinde çok düşündüğüm bir konu var. Mükemmellik. Neden bilmiyorum ama yaşam içerisinde bir mecburiyetmiş gibi görünüyor. Tabii, bu durumu ve şartları nasıl algıladığınıza göre değişebilir. Bazen olması gereken ve bazı tolere edilmeyen durumlar vardır. Biz bunları bile mükemmellik adı altında sıralayabiliyoruz. Sadece yapılması gereken mükemmel olamaz. Mükemmel dediğimiz şey her zaman ekstra ve daha çok iyileştirme çabasını içerir.

Peki, ya takıntı? Bu da tolere edilmenin imkansız hatta baya travmatik olduğu durumlarda karşımıza çıkıyor. Daha çok bir inada ve ayak diretmeye kapı aralıyor. Ama bilinen tek gerçek şu ki, bunların hepsi bize yorgunluk dışında pek bir şey katmıyor.

Neden Mükemmelliğe İhtiyaç Duyarız?

Bunun birden fazla nedeni olabilir. En önemlisi çocukluk çağında edinmiş olduğumuz ve maruz kaldığımız bazı davranış kalıpları. Diğerleri ise çoğunlukla bir savunma mekanizması olarak gelişiyor. 
Çocuklukta yetişmiş olduğumuz ortam ve aile bireylerimizin üzerimizdeki tutumu çok önemli bir unsuru oluşturuyor. Gerçekten mükemmeliyetçi bir aile ile büyüdüyseniz sizin de başka bir şansınız kalmıyor. Ya onlar gibi mükemmeliyetçi olacaksanız ya da tam aksine bu davranışı hayatınızda devre dışı bırakacaksınız. Bunu da tavsiye etmiyorum tabii. Çünkü bir tepki olarak doğuyor. İstemeden karakterimize dönüşüyor. 

Peki, bu bir ihtiyaç mı? Bence evet. Bazen oldukça gerekli. Bizi ve hayat hedeflerimizi hep bir adım daha ileri taşıyabiliyor. Elbette zaman kaybettirdiği ve detaylarda boğduğu zamanlarda olabilir. Ama şu da bir gerçek ki, yaşamın ilerleyişi noktasında bu karaktere sahip insanlar toplum içinde büyük çığırlar açabiliyor.

Mükemmellik bireylerin zihninde çoğunlukla olması gerekenin bir tık üstü olarak algılanıyor. O yüzden ihtiyaçtan ziyade zaman zaman bir tercih unsuruna dönüştüğü de oluyor. Bu noktada mecburiyet algısı tamamen içinde bulunulan duruma karşı şekillenebiliyor. 

Takıntılarımız 

Takıntı her şey için geçerli olabilir. Olumlu olumsuz bütün davranışları kendimize savunma mekanizması yapabiliyoruz. Takıntılarımız da ruh dünyamızda kalan bazı boşlukların yansıması gibi. 
Hepimizin inisiyatif gösterdiği bazı durumlar var. Bu kişiler arasında farklılık gösterebiliyor ama bu takıntıların bu kadar çeşitliliğe sahip olması tamamen bireyin yaşama bakışı ile ilgili. Her tolere edilmeyen durum da bir takıntı değildir. Bazen sadece kendi çizgimizin dışına çıkmak istemeyiz. Ya da o duvarı aşmak bizim kendimize yaptığımız bir ihanet gibi algılanır. Bu durumu bir takıntı değil de öğrenilmiş davranış kalıbı olarak görüyorum. Hatta çoğu zaman mecbur kalınmış.

Mükemmelliğin takıntı boyutu ne yazık ki pek de masum değil. Son derece bireyin ruh dünyasına ve hayatına yük olabiliyor. Bu davranış biçimi ha deyince bırakılacak boyutta olmadığı için daha çok üzerinde durulması gereken bir konu olabiliyor

Çünkü biz takıntıyı alışkanlıkla karıştırıyoruz. Halbuki alışkanlık daha çok olumlu ve güzel olanın en çok da devamlı olanın yine birey tarafından sürdürülmesidir. Takıntıda ise birey bırakmak istese de bunu bırakamaz. Bu durum hem kendisi ile olan hem de diğer bireylerle olan etkileşimine yansır. Kısacası yaşanılması zor bir durum haline gelir.

Mecburiyetlerimiz

Mecburiyeti ise yaşamın getirdiği bir zorunluluk hali olarak görebiliriz. Mecburiyetlerimiz tam anlamıyla yıkıcı bir etkiye sahip olmasa da biraz sıkıcı bir etkiye sahiptir. 😊
Evet, içerisinde hem mükemmelliği hem de takıntıyı barındırabilir. Birey mükemmelliği bir mecburiyet olarak görebilir. Takıntı yapmış olabilir. Hatta çoğu zaman alışkanlıklarımız bile bir mecburiyete dönüşür.
Pek çok şeye mecburuz yaşam yolunda. Çalışmaya, insanlara, bağlara... Hepsi de hayatın devamlılığı için şart olarak görülüyor. Ama çoğu zamanda bizi çok hırpaladığı da bir gerçek. Bazen bırakmak ve soluklanmak istiyoruz çünkü. Bu da sadece insan olmanın en büyük gerekliliği.

Sonuç: Yaşamı Güzelleştirmek Her Şartta Mümkün

Mükemmelliğin bir takıntı mı yoksa bir mecburiyet mi olduğu sizin ona verdiğiniz değere göre değişebilir. Eğer o takıntı sizi hep daha güzele ulaştırıyorsa bunu daha çok güzel bir alışkanlık olarak ele alabiliriz. Ama sizi çok yoruyor ve hırpalıyorsa bunun bir yerde durması ya da bir nebze de olsa tolere edilmesi gerekiyor.

Mükemmellik güzel bir davranış. Ama kendimize soralım neden bunu tercih ediyorum? Öyle mi öğrendim yoksa bir davranışın ve düşüncenin yansıması mı?

Hep en iyi olamayız. Buna gerek de yok. Bazen sadece elimizden gelen yeterlidir yaşamı güzelleştirmeye. 

Sonuçta şu kısa hayatta her şey geçici.💜

Kendi Yolumuza Dair

Merhaba. Öncelikle sayfama hoş geldiniz. Bu sayfada yaşam yolculuğumuzu bize bir nebze olsa da kolaylaştıracak ve değerlendirecek içerikler yer almaktadır.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski