İletişim Tarihi: Kitap İncelemesi

Listemdeki ilk kitabı okudum ve bitirdim. Yaklaşık bir buçuk aydır keyifli bir okuma geçirdim onunla. Açıkçası bilerek ağırdan aldım çünkü son derece bilgi yoğunluğuna sahip bir eserdi. Okuma sırasında da ilgimi çeken kavramlar üzerinde araştırma yaptım. Altını çizdiklerim oldu, bir köşeye not aldıklarım oldu. Benim için dolu dolu bir okumaydı ve muhteşem bir vakit geçirdim.

Şimdi izninizle hem içerikten hem de ilgimi çeken bölüm ve konulardan konuşalım. 

Kitap, İletişim Tarihi'ni kapsıyor ama bunu yaparken sadece yakın çağdan başlamıyor. Önce insanlığın en başından bu yana süre gelen yaşam pratikleri üzerinde duruyor. Bu kısmı bana çok ilgi çekici geldi.

Evet, iletişim günümüz dünyasında oldukça gelişmiş bir kavram. Ama bu noktaya gelene kadar nasıl aşamalardan geçtiğini bu kitap sayesinde görebiliyoruz. Mesela kitap Buz Çağı anlatımı ile başlıyor. Oradan itibaren günümüze kadar işlenmiş konuların çeşitli makalelerini görüyoruz. Çoğu konuda resimli örnekler de var. Bu haliyle okunması oldukça keyifli bir eser.

İlgimi Çeken Bölümler

İlgimi çeken çok güzel bölümler vardı. Biraz onlardan bahsetmek istiyorum. Kitapları değerli yapan etmenlerden biri de bu çünkü. Üzerinde düşünmek ve anlatmak. Böylelikle ondan daha güzel verimler alabiliyoruz. Bakalım benim notlarımda neler varmış.😊


Buz Çağı

Hâlihazırda tarihe bir merakım var zaten. Sadece belirli bir alan için değil, çeşitli konularda aynı dönemlerin olaylarını ve gelişmelerini incelemeyi seviyorum. Bu kitap ise hem iletişim hem de insanlık tarihi hakkında geniş bir kapsama sahipti.

Tarih öncesi sessizdir. Bu şekilde bir başlangıç karşılıyor bizi. Aslında çok şey düşündürüyor. Neden o döneme ait daha çok kaynağa sahip değiliz? Kaynağa sahip olduğumuz dönemlerle arasındaki fark ne? Geçen zaman mı? Hayır. Tamamen yaşayış biçimi ve dönemin gelişmeleri bunda etkili. Nitekim tarih önsesi sessiz olmasına rağmen onun hakkında yine de bazı bilgilere sahibiz. Lakin bu bilgiler kesin bir yargıya varmamızda bize engel oluyor. Çünkü daha çok yorumlar ve varsayımlar üzerine kurulu.

Dönemin bize miras bıraktığı çeşitli nesneler ve simgeler sayesinde yorum yapabiliyoruz. Bu simgeler bana çok ilginç geliyor ve hayran kalıyorum çünkü insanoğlu gerçekten üretken olmak istediğinde ve kendini ifade etmek istediğinde şartlar ne olursa olsun bunu başarabiliyor. Yaratıcılıkta engel tanımıyor ve kendi neslinin gelişimde aracı oluyor.


Yazının İcadı

Bize gerçek kanıtlar sunan şey aslında yazının icadı. Bu sayede daha net bulgulara ulaşabiliyoruz. Dolayısıyla yazının icadı aslında tarihin de başlangıcı oluyor. Tarih öncesi dediğimiz dönem ise yazıdan önceki süreç oluyor.

Yazı bize çok şey kattı. Bir medeniyet inşa edebildik onun sayesinde. Kendimizden kanıtlar bırakabildik gelecek nesillere. İletişim ve ifade biçimimiz de bundan olumlu düzeyde etkilendi. 

Devlet işleri daha hızlı ve kaliteli bir şekilde işlemeye başladı. Ülkeler arasında diploması gelişti. Sadece dış işler değil. Egemenliğin hüküm sürdüğü topraklar boyunca bir ifade aracı elde edebildik.

Tabi teknoloji geliştikçe işimiz daha da kolaylaşacaktı. Örneğin telgraf. Daha hızlı ve pratikleşti her şey. Özellikle savaş zamanı uzak bölgelerdeki cephelerle irtibat kurmamız mümkün bir hale gelecekti. Daha sonraları hayatımıza internet ve sosyal medya girecek her şey bir tık uzağımızda olacaktı.

Ama her şeyin bir temeli var. Buna önce alfabeler aracı oldu. Her kültür kendi özelliklerine göre dil grubunda ve alfabe yapısında yer aldı. Buna sebep olarak coğrafi yapı gösterilebiliyor. Her ne kadar aynı dünyada yaşasak da ulaşımın zor ve imkânsız olduğu zamanlarda dağlar ve denizlerle birbirimizden ayrıldık. Farklı gruplara ayrıldık. Farklı bölgeler farklı yaşam ve düşünce tarzlarını da beraberinde getirdi.

Bugün birçok milletin çeşitli alfabelere sahip olmasının bir nedeni de bu olarak görülmekte.


Diğer Bölümler

Sonraki bölümler yakın tarihe ayna tutuyor ve birbirleriyle iç içe geçmiş durumda. Özellikle gazetecilik ve gelişim süreçleri açısından önemli bilgiler vardı. Basın tarihi bölümü benim için oldukça ilgi çekiciydi. Tarihi olaylarla sentezlenmiş bir anlatım olması  yazıya akıcılık katıyordu. 

Keşifsel tarih anlamında da oldukça ilgimi çekti. Mesela günümüz teknolojisinin aslında temel adımları sanayi devrinden sonra atılmaya başlandı. O dönem ise bize tarihi süreçler hakkında çok değerli bilgiler sunuyor. Radyonun icadı bunlardan biri. İkinci Dünya savaşının en önemli propaganda aracı olarak görülüyor. Özellikle dönemin Avrupa’sında.

İlerleyen dönemler de onun yerini televizyon alacak ve propaganda dediğimiz olgu yeni teknolojiye göre şekillenecekti.


Sonuç: Değerli bir anlatım

Kitabı pek çok yönden beğendim. Ama okuyuculara bir tavsiye sunmak istiyorum. Kesinlikle düz bir okuma yapılmamalı. Kitap oldukça yoğun bilgiler sunduğu için okumanın yanında ilginizi çeken bölümler hakkında araştırma yapmalı, hatta belgesel dahi izlemelisiniz. 

Ben bu kitabı bir sözlük gibi görüyorum. Arada bir merak ettiğim bölümleri tekrar açıp okumak istiyorum. Ayrıca kitabın sonunda tavsiye metin okumaları da vardı. Her bölümü incelemesine bir şekilde araştıracağınız yönlendirmeli metinler konusunda size aracı da oluyordu. Bu sayede konu ile ilgili çeşitli kaynaklara ulaşabilmek mümkün.

Bir gün okursanız bu yazının altında buluşalım.

 

Kendi Yolumuza Dair

Merhaba. Öncelikle sayfama hoş geldiniz. Bu sayfada yaşam yolculuğumuzu bize bir nebze olsa da kolaylaştıracak ve değerlendirecek içerikler yer almaktadır.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski