Kendime Yazılar: Dokuz

Kopuşlar bazen iyi hissettiriyor. Çünkü bitmesi gereken bitiyor ve hayatımızda yeni güzellikler için kapı açılıyor. Her kopuş kayıp değildir. Bazen senin cesaret edemediğine kaderin fırsat tanımasıdır.

Kopuşlar benim için daima hüznü yansıtırdı. Ama artık farklı düşünüyorum. Neden hüzün olsun ki? Sonuçta bu da hayatın bir parçası.

Sonbaharda yapraklarını döken ağaçları düşünüyorum. Neredeyse çıplak dallarına kadar yitiriyorlar kendilerinden. Sonra apansız deli bir rüzgâr onları sarstıkça sarsıyor. Karlar yağıyor mesela, o eskiden yemyeşil olan dallarına. Fakat zaman geçtikçe görüyorum. O sadece yaşaması gerekeni yaşıyor. Farklı zamanlarda farklı biçimlere bürünüyor. Ne için peki? Hayatta kalabilmek için. Bugün yaşadığı kopuşlar, yaşam döngüsünün bir parçasını oluşturuyor. Bir gün cemre düşüyor ve ilkbahar geliveriyor. Tekrardan yeşeriyor o çıplak dallar. Sanki bunca kaybı yaşamamış gibi yeniden çiçekleniyor ve kendine hayran bıraktırıyor.

İşte, bazı kopuşlar böyle. Olması gereken oluyor. Gitmesi gereken gidiyor. Hepsi bir döngüde kendi rolünü oynuyor. Aynısını kendi hayatlarımız için düşünmekte mümkün. Kopuşlar hep var. Olacakta. Ama onu büyük kayıplar olarak ele almak bizi daha yıpratıcı bir duruma düşürüyor.

Bazen sadece alışkanlıktan bana ait olmayan şeylere sıkıca tutunduğumu hissediyorum. Bazen de çaresizlikten. Ama bana ait olmayan her zaman uzağımda duruyor ve yanlış hissettiriyor. Bu da bir kopuş galiba. Yaşanmamış olanın yitirilmesi. Çok ilginç değil mi? Aslında her şey bir ihtimal. Gerçekleşene kadar bir düş.

Kendi Yolumuza Dair

Merhaba. Öncelikle sayfama hoş geldiniz. Bu sayfada yaşam yolculuğumuzu bize bir nebze olsa da kolaylaştıracak ve değerlendirecek içerikler yer almaktadır.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski