Zıtlıklardan Yaşam Bulmak

Zıtlıklar her zaman kötü değildir. Onlardan hayatımızı sürdürmek anlamında çok değerli tecrübeler ediniriz. Kolay olmaz, biraz sarsar ama bizi her daim ilerlemeye mecbur bırakır. Ancak bu sayede yol alabiliriz.

İnsan kendisine karşıt olana her zaman aynı muameleme ile karşıt bir tepki vermeye eğilimlidir. Halbuki karşıtlık dahi bizden muhakkak bir parça taşır. Sonuçta dünyayı kendi bakış açımızla algılarız. İyi ve kötü, yakın ve uzak anlayışımız da bakış açımızın bir sonucudur. Bize uzak gelen durumların mutlaka zihnimizde ve yaşayışımızda mantıklı bir açıklaması vardır. 

Gelin bu konuyu biraz daha açalım.

Yargılarımız

Neden hayat hakkında bu kadar yargıya sahip olabiliriz? Hepimiz farklı düşünce kalıpları ile farklı yaşam çevrelerinde yetiştik. Yetiştiğimiz çevre ve kültür düşünce yapılarımız üzerinde son derece etkili bir güce sahip. Yaşamın ilerleyen yıllarında ise farklı düşünce kalıplarına daha açık hâle gelebiliyoruz. Yargıları bir kenara bırakarak öğrenmeye elverişli olabiliyoruz. Eğitim bu konuda en değerli yapı. Okumak mesela. Yazmak, seyahat etmek ve dinlemek. En önemlisi anlayış göstermek. Bu sayede öğrenilmiş kalıplar yerini yeni bilnç ile değiştirebiliyor.

Tutumları değiştirmek çok zordur. Fakat yine de imkânsız değildir. Yargılarımız bir tutum görevi görür. Zıtlıklar işte burada devreye girer. Keskin sınırlar burada belirlenmiştir çünkü. Bazen yıkılmaz duvarlar vardır ki kimse tarafından aşılamaz. Bize zıt ve karşıt gelen bu durum o duvarın arkasındadır. Yargılarımız o duvarın ötesine geçmemize engel olur.

Tolerans ve anlayış her zaman mümkündür. Zıttı anlamak. Bunun için çaba göstermek bizim düşüncelerimizi değersiz yapmaz. Sınırlarımızı yok etmez. Sadece duvarın arkasında da bir düşünce olabileceğini, bunun da insani bir yapı olduğunu kabul etmemizi sağlar.

Zıtlıklar Aslında Nedir?

Zıt kısa bir tabirle, ötekidir. Henüz kabul edilmeyen ve keskin bir şekilde ayrıma uğramış olandır. Bunu hayatın her evresinde görebiliriz. Ya hep ya hiç düşüncesi vardır mesela. Siyah ve beyaz. Ben ve o. 

Bu düşünceler öncelikle bizim kim olduğumuzla ilgili olarak ortaya çıkar. Önce ben'i anlarsın ya da öğretilir sonra ben dışındaki ötekiler belirmeye başlayınca orada bir ayrım da başlamış olur. 

Asıl sorun şu ki, biz bu ayrıma nasıl tepki vereceğiz? 

Tepkilerimiz çoğu zaman olumlu değildir. Çünkü öteki olgusu bizim için tehlike olarak görülür. Bu da yetiştirme tarzından kaynaklanır çoğu zaman. Eğer birey çocukluk çağında zıtlıkları da kabul eden ve anlayış gösteren bir çevrede büyümüş ise ilerleyen yaşlarda bunu kucaklamaya devam ediyor. Eğer öğrenmediyse, yetişkinlikte kendi kalıplarını sorgulayan bir tavır geliştirirse öğrenme yine devam ediyor. 

Bu neden önemli?

Yaşam zıtlıklardan oluşur çünkü. Aşırı ve keskin yargılar hayat içerisinde bizi yaşamda yorgun bırakabiliyor. Zıtlıklar her yerde. Gece ve gündüz. Doğum ve ölüm. Hayatın temeli bu. 

Zıtlıklardan Nasıl Yaşam Buluruz?

Gelelim asıl sorumuza. Madem bu kadar önemli bunu nasıl yapacağım ve bana ne katacak? 

Değişim yaşamın bir parçasıdır. Sıkıca tutunduğumuz her bağ eninden sonunda önce bizim ellerimizi acıtır. Halbuki yaşam hep bildiği gibi akmakta, kimi zaman bizim yargılarımızı çok da umursamamaktadır. Zıtlığı anladığımızda önce yaşamı da kolaylaştırmış olacağız. Sonra uyumu ve süreci kavramış olacağız.

Zıtlıklar bize öğretir ve yol almamızı sağlar. Bu sayede kendimizi de daha iyi tanırız. Örneğin, sessiz bir yapıya sahipsiniz ve gürültüden hiç hoşlanmıyorsunuz. Bu sizin karakter yapınız aslında. Bunu değiştirmek zorunda değilsiniz. Ama gürültü sizi aşırı rahatsız ediyor ve sinirsel anlamda yoruyor. İşte, bunu değiştirebilirsiniz. Daha az böyle ortamlarda bulunmaya çalışırsınız. Yaşamı devam ettirme noktasında size bazı tercihleri almak zorunda bırakır. Yani bu sayede sınır çizersiniz. Bu da oldukça değerli. Duvarı yıkmazsınız ama duvarın öteki tarafında olanı ve konumunun sizin açısından önemini anlarsınız.

Yaşam zıtlıklardan nefes alır. Gece günün ne kadar önemli bir parçası ise gündüz de o kadar gereklidir. Kış gelir her şey solar bize yıkımı gösterir, yaz gelir tekrardan açar ve çiçeklenir dünya bize yeniden doğumu ve ayağa kalkmayı gösterir.

Sonuç: Zıttı Gör

Zıtta dönüşme ama zıttın senin için önemini anla. Aslında sana seni anlatıyor. Zıttı bir kitap gibi oku ve müzik gibi dinle. Kendinden çok fazla şey bulacaksın. 

Belki bu yüzden hayat bizi zaman zaman karşıtlıklarla zorlar ki kendi yolumuzu bulabilelim. Bize ters gelir hatta o duvara çarparız sık sık. Ama bulunduğumuz konum bizzat kim olduğumuzu ve düşünce kalıplarımızı gösterir. Bazen gitmesi gereken düşünce kalıpları gider, kalması gereken kalır. Bu da bizim için daha hayırlıdır.




Kendi Yolumuza Dair

Merhaba. Öncelikle sayfama hoş geldiniz. Bu sayfada yaşam yolculuğumuzu bize bir nebze olsa da kolaylaştıracak ve değerlendirecek içerikler yer almaktadır.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski