Mücadele Etmek: Güçlü Olmaktan Çok Daha Fazlası


Hayat çoğu zaman bir savaşın içindeymişiz gibi hissettiriyor. Çünkü gerçekten mücadele etmemizi bekliyor bizden. Üstelik çoğu savaş bizim boyumuzu aşmasının yanında bizim tarafımızdan da başlamıyor. Kendimizi onun içinde ve elimizde hiçbir imkanımız olmadan buluyoruz. Bu doğduğumuz andan itibaren başlıyor. Küçük bir çocukken dünyaya ve insanlığa karşı bu kadar tecrübesiz iken hayat bizden hamle yapmamızı hep bekliyor. Bu durum büyüdüğümüz zaman da değişmiyor tabii. Hatta biz hamle yapmayı öğreniyoruz ama o da bizim için yeni yöntemler geliştiriyor.😊

Aslında şöyle bir baktığımızda tüm bunlar boşuna yaşanmıyor. Elbette ki bir sebebi var. Hayat benimle neden bu kadar uğraşıyor? diye sorabilirsiniz ama bütün bu savaşlar bize direnci ve sabrı öğretiyor.

Bizler ise çoğu zaman savaşın içinde ve darbeler alırken bunun haksızlık olduğunu düşünüyoruz. Böyle düşünmekte sorun yok. Gayet insani. Çünkü bu dünyaya kendi isteğimizle gelmiyoruz. Her ne kadar bazı görüşler aksini iddia etse de aslında buraya nasıl geldiğimiz hakkında pek bir bilgimiz yok. Sadece diğerleri gibi doğuyor, büyüyor ve ölüyoruz. Bütün hayatımız bu düzeni anlamakla geçiyor. İşte bu da bizim savaşımızın ve mücadelemizin bir parçasını oluşturuyor. 

Savaşın içindeyiz, savaşmayı bilmeden. Onunla beraber öğreniyor ve gelişiyoruz. Çeşitli darbeler alarak yaralanıyoruz ama yaramızdan tekrar yeşeriyor ve diriliyoruz. 

Yine de bazen bize çok zor geliyor ve anlayamıyoruz. Çünkü ne yaparsak yapalım bir türlü bu süreçten çıkamıyoruz. Zorluklarla başa çıkmak sanıldığı kadar da kolay olmuyor. Bunun tüm insanlığın ortak sorunu olduğunu kabul ederek gelin bu konuyu biraz daha açalım.

Mücadele Sessizdir

Her ne kadar belirli bir grup, aile ve arkadaş gibi kolektif yapı içerisinde yaşıyor olsak da herkesin mücadelesi kendisine özgü ve sessiz bir yapıdadır. Evet, belki insanlar bizle sorunlarını paylaşır bizler de onlarla paylaşabiliriz ama eninde sonunda kendi içimize dönerek mücadelemizle baş başa kalırız. 

O yüzden hayat yolumuzda kendimizi başkaları ile karşılaştırmak pek doğru bir durum değildir. Bizler şuan olmak istediğimiz konumda olamayabiliriz. Diğer yandan bir başkası o konumdadır ama o noktaya gelmek için çok zorluk yaşamıştır. Tabii bizler de yaşadığımız zorluklar neticesinde yavaşlamış olabiliriz. İki açıdan da baktığımızda kendimize yüklenmek haksızlık olur. Onun yerine kendimizi mücadelemizden dolayı takdir etmeliyiz. 

Neden mi? Çünkü kimse bilmiyor. Her anını bizler yaşıyoruz. Bizler yoruluyor, ağlıyor, tükeniyor, endişe duyuyor ve çabalıyoruz. Göstermiş olduğumuz mücadelenin her bir anına bizler tanık oluyoruz. İşte bu yüzden mücadelemize sahip çıkmalı ve kendimizle gurur duymalıyız.

Kişiden Kişiye Göre Farklılık Gösterir

Aynı zorluklarla karşı karşıya kalsak dahi hepimiz o zorlukla aynı ölçüde ve aynı şartlarda mücadele edemeyeceğiz. Çünkü aynı şartlarda yaşamıyor, aynı şekilde düşünmüyor ve olaylara aynı bakış açısı ile yaklaşmıyor olabiliriz. Bu durum, sorunu nasıl ele alacağımızı da etkileyeceği için çok önemli. 

Diğer yandan hayatımızda birden fazla cephede de mücadele veriyor olabiliriz. İşte bu nedenle süreç herkes için farklı şekillerde yaşanır. 

Farklı mücadeleler söz konusu olduğunda ise bazen yeterince anlaşılamamak ve üstesinden nasıl geleceğini bilemediğimiz bir durumla karşı karşıya kalırız. Aslında bu anlar bizi ne kadar zorlarsa zorlasın bize çok önemli dersler verir.

Her şeye rağmen devam etmeyi öğreniriz. Sorunlar karşısında ki gücümüzü görürüz. Sorunla başa çıkmayı öğrenecek yolları keşfederiz. Bize benzeyen insanlarla bağ kurmaya başlarız ve farkındalığımız gelişir. Mücadeleden öğrendiğimiz her ders diğer insanlara rehber olabilmemiz için birer fırsata dönüşür.

Sonuç: Zorluklardan Dönüşmek

Buraya kadar güçlü olmaktan bahsetmiş olsam da aslında zaman zaman güçsüz olmamız ve üstesinden gelemeyeceğimizi hissetmemiz gayet normal. Çünkü her zaman güçlü olmak zorunda değiliz. Belki bize böyle öğretildi; düşsen de ayağa kalk ve hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam et. Aslında böyle bir şeye mecbur değiliz. Tam da biraz durup düşünmeye ve anlamaya ihtiyacımız varken sadece buna mecbur olduğumuzu düşündüğümüz için kendimizi zorlamaya hiç gerek yok. Çünkü mücadele bazen durup düşünmeyi ve dinlenmeyi gerektirir. Aksi halde daha çok yorgun düşeriz.

Tüm bu süreç eninde sonunda bizim dönüşmemize vesile olur. Artık eskisi gibi olamayız. Sonra bir gün geriye baktığımızda bu değişim o kadar barizdir ki biz bile şaşar kalırız. Belki küçük bir fidandık o zamanlar. Şimdiler de ise gövdemiz kalınlaştı ve köklerimiz toprağa daha sağlam bir şekilde tutundu. Zaten artık eskisi gibi olmayı da beklemiyoruz.

Yine de böyle anlarda kendimize karşı anlayış göstermeli ve yeni benliğimizle barışmalıyız. Hem kim bilir belki onu daha çok sevebiliriz. O artık fırtınalara karşı daha sağlam bir duruş sergileyecek. O artık daha da bir heybetli.

Hayat hep akar. Bizler de onunla beraber devam etmeyi öğreniriz. Seçimler yapar ve kararlar alırız. Mücadele karşısında devam etmeyi seçmek de bir karardır. Bu kararın sorumluluklarını da almayı kabul etmiş oluruz o zaman. Asıl önemli olan cesaretli olmayı seçmiş oluruz. 

Dünyanın neresinde yaşıyor ve her ne mücadele veriyor olursak olalım, bunun da saygıyı hak ettiğini ve cesaret gerektirdiğine inanalım. Belki de asıl kazanan olmak bunu gerektirir. 

Sizler ne düşünüyorsunuz bununla ilgili? Yorumlarınızı benimle paylaşabilirsiniz.








Kendi Yolumuza Dair

Merhaba. Öncelikle sayfama hoş geldiniz. Bu sayfada yaşam yolculuğumuzu bize bir nebze olsa da kolaylaştıracak ve değerlendirecek içerikler yer almaktadır.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski