![]() |
Güzel bir çiçek. |
Bazen camdan dışarı bakıyorum. Her şeye eşit mesafede gibiyim. Ne yakın ne uzak. Elimi uzatsam bana dokunacaklar. Seslensem beni duyacaklar.
Bazı günler her şeyin bir kamera şakası olduğunu
düşünüyorum. Olmaması gereken bir hikâyenin başkahramanı gibi hissediyorum
kendimi. Nasıl bir zamansal algı bu? “Buraya nereden geldim” diye kendime
sorular soruyorum. Bir nedeni yok anlaşılan. Herkes belirli biçimlerde acı
çekiyor. Herkes bir kamera şakasına konu. Dışarıdan komik görünüyor ama içinde
bir gençlik yanıyor.
Mevsimleri yaşayamıyorum. Burada bana uymayan bir sertlik
var. Kâh yanıyor kâh donuyorum. Bambaşka havaların insanıyım. Bambaşka
hayatların.
Şarkılar beni anlatsın istiyorum. Kitaplar beni yazsın.
Gerçekten biri anlasın istiyorum. Ama bu ne işe yarayacak? Mış gibi yapacaklar.
Televizyonda bir kanalı değiştirecekler. Kapıları kapatacaklar. “Sen zaten hep
böyleydin” deyip geçecekler.
Anlatsan boşa uğraş. Anlasalar neye yarar. Hem ne kaldı
geriye? Bugünü kabullenmek en büyük pranga. Yarın için didinmek ise kendini kandırma
biçimi. Günleri eziyor muyuz? Zamanın bize yaptığı gibi. Yoksa yaşamak zaten
böyle bir şey mi?
Ne çok isim var hafızamda. Ne çok anı. Sanki bir rüya
gibiler. Camdan izlediğim o görüntülere benzer. Mesafeler çok manasız. Bağlantı
kurmak çok zor. “Kimin hayatı bu” diye bağırmak istiyorum. Elime tutuşturup kaçmışlar
bu yazgıyı. “Benimkini geri verin” demek istiyorum.
Belki bir lütfen işe yarar. Ya da yarardı.