Kendime Yazılar: İki

Güzel bir çiçek.

Bazen camdan dışarı bakıyorum. Her şeye eşit mesafede gibiyim. Ne yakın ne uzak. Elimi uzatsam bana dokunacaklar. Seslensem beni duyacaklar.

Bazı günler her şeyin bir kamera şakası olduğunu düşünüyorum. Olmaması gereken bir hikâyenin başkahramanı gibi hissediyorum kendimi. Nasıl bir zamansal algı bu? “Buraya nereden geldim” diye kendime sorular soruyorum. Bir nedeni yok anlaşılan. Herkes belirli biçimlerde acı çekiyor. Herkes bir kamera şakasına konu. Dışarıdan komik görünüyor ama içinde bir gençlik yanıyor.

Mevsimleri yaşayamıyorum. Burada bana uymayan bir sertlik var. Kâh yanıyor kâh donuyorum. Bambaşka havaların insanıyım. Bambaşka hayatların.

Şarkılar beni anlatsın istiyorum. Kitaplar beni yazsın. Gerçekten biri anlasın istiyorum. Ama bu ne işe yarayacak? Mış gibi yapacaklar. Televizyonda bir kanalı değiştirecekler. Kapıları kapatacaklar. “Sen zaten hep böyleydin” deyip geçecekler.

Anlatsan boşa uğraş. Anlasalar neye yarar. Hem ne kaldı geriye? Bugünü kabullenmek en büyük pranga. Yarın için didinmek ise kendini kandırma biçimi. Günleri eziyor muyuz? Zamanın bize yaptığı gibi. Yoksa yaşamak zaten böyle bir şey mi?

Ne çok isim var hafızamda. Ne çok anı. Sanki bir rüya gibiler. Camdan izlediğim o görüntülere benzer. Mesafeler çok manasız. Bağlantı kurmak çok zor. “Kimin hayatı bu” diye bağırmak istiyorum. Elime tutuşturup kaçmışlar bu yazgıyı. “Benimkini geri verin” demek istiyorum.

Belki bir lütfen işe yarar. Ya da yarardı.

Kendi Yolumuza Dair

Merhaba. Öncelikle sayfama hoş geldiniz. Bu sayfada yaşam yolculuğumuzu bize bir nebze olsa da kolaylaştıracak ve değerlendirecek içerikler yer almaktadır.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski