OĞUZ ATAY VE TEHLİKELİ OYUNLAR

Herkesin,  Albayım karakteri ile akıllarında kalıcılık edinmiş o güzelim kitap. Sizler henüz okudunuz mu ya da okumayı düşünüyor musunuz? bilmiyorum ama ben üniversite ikinci sınıfa giderken okumuştum. Zaten Tutunmayanlardan dolayı lise yıllarımda Oğuz Atay hayranlığım çoktan başlamıştı. Tabi ben o zamanlardan beri bu monolog tarzı kitapların kurdu olmuştum. Bildiğiniz üzere monolog tarzı kitaplarda Dostoyevski de olduğu gibi karakterin sürekli kendi iç dünyasına yönelik izlenimlerini ve bunun yaşantılarındaki yansımalarını görürüz. İşte bu içsel fırtına beni her zaman kendine çekmiştir. Çünkü kendi iç dünyamda ki o karmaşayı başka bir bireyde hatta roman karakterinde görmek ve okumak bana yalnız olmadığımı hissettiriyor. Ama zaten hiçbirimiz yalnız değiliz. Dünyanın herhangi bir yerinde her gün bizim hislerimize benzer duygu karmaşası yaşayan bireyler var. İşte okumak bu bireyler ile aramızda bağ kurulmasına bir kapı aralıyor diyebilirim.

Gelelim kitaba, öncelikle bu kitabı istediğimiz her zaman okumamalıyız. Neden? Kitap okumanın zamanı mı olur? Evet olur. Diyelim şuan ki mevcut yaşantınız bu kitabı sindirebilecek düzeyde değil. Bu nasıl olur? Meşgul olmanız gereken bir yığın sorumluluk ve bunların getirdiği kafa karışıklığı artı  bir bunalım dönemimden geçtiniz diyelim (ki gayet insani) ve toparlanmak istiyorsunuz öyleyse daha sakin işleyişi olan kitaplara yönelebilirsiniz. Oğuz Atayın kitapları size bir şeyleri anlamlandırmak içindir. Romanlarda işlediği karakterler de bunun peşinde olduğu için sürekli bir ruhsal karmaşa görürüz. Yine de ben okurum diyorsanız, ona karışmam😊

Kitabın baş karakteri Hikmet, kendi iç dünyasında bir takım savaşlar vermekte ve yazdığı tiyatro oyunları ile hayatı yaşanılır kılmaya çalışmaktadır. Tabi ki bu hikayede yalnız değildir. Oyunlarda sıkça danıştığı ve çevresinde görüştüğü dostları da vardır. Albay Hüsamettin bey de bu karakterlerden biridir. Hikmetin akıl aldığı ve saygı gösterdiği bir karakterdir. Çevresinde ki bu karakterler çoğunlukla yaşadığı apartmanda ki komşuları, karısı ve tabii ki sevgili Bilgedir. Okumayanlar için spoiller  olmasın diye  çok detaya inmek istemiyorum sadece kitabın neden okunması gerektiğinden bahsedeceğim.

Öncelikle Oğuz Atay okumalıyız ve en önemlisi Türk edebiyatı okumalıyız. Kendi dilimiz ile düşündüğümüz için kendi dilimizi okumamız düşüncelerimiz üzerinde oldukça iyi bir etkiye sahip olacaktır. Düşüncelerimizi adlandırmaya ve belirli zeminlere oturtmamıza olanak tanıyacaktır. 

Tehlikeli Oyunlar, Oğuz Atayın en iyi yapıtı olarak görülmektedir. Tabi bu kişiden kişiye göre değişir ama Tutunamayanlar ne kadar  iyi olsa da Tehlikeli Oyunların gerek hikayesi gerekse de karakter yapısı onu okunmaya değerli kılıyor. 

Öyleyse okuyalım ve okutalım. Daha önce okuyanlar varsa görüşlerini yorumlarda paylaşabilir. 
    

Kendi Yolumuza Dair

Merhaba. Öncelikle sayfama hoş geldiniz. Bu sayfada yaşam yolculuğumuzu bize bir nebze olsa da kolaylaştıracak ve değerlendirecek içerikler yer almaktadır.

2 Yorumlar

Daha yeni Daha eski