Çok güzel bir filmle tanıştım ve hemen vakit kaybetmeden bloğumda yazma kararı verdim. Aslında son yazılarımda oldukça zaman kavramına değindim. Bu filmin ana konusunda da zaman olgusu çok önemli bir yer tutuyor. Bu haliyle düşündüğümde -hani bazı filmler karşımıza hazır olduğumuzda çıkar- demiştim ya eski yazıların birinde. İşte bu fikrimi tekrar pekiştirmiş oldum.
Bugün Aslında Dündü. Adı bile o kadar ilginç ki. Kesinlikle sıradan olmadığını hissettiriyor insana. Nasıl olabilir diye sorduruyor bizlere. Olabilir elbet. Bunun için bir günün içinde sıkışıp kalmanız gerekir. Ama bana kalırsa ben böyle günlerden geçtim ve geçiyorum. Sanki her gün aynı ve hiç ilerlemiyor gibi görünüyor. O zaman bu filmden öğreneceğimiz çok şey var. Gelin biraz daha derinlerine inelim.
Bence bazı filmler sadece izlenmek için değil aynı zamanda üzerimizde bir düşünce ve his bırakmak içinde yapılıyor. "Bugün Aslında Dündü" filmi de benim için böyle bir anlam ifade ediyor.
Orijinal adıyla (Groundhog Day), her ne kadar sıradan bir komedi filmi gibi görünse de insanı izlerken oldukça düşündüren ve dönüştüren de bir film. Başrolünde yer alan Phil Connors karakteri, her sabah aynı güne uyanarak hayatı adeta zamanın içinde donuyor. Bu durum onu başlarda çok zorlasa da nihayetinde bunu kendi içsel yolculuğu için faydalı bir şekilde kullanarak fırsata dönüştürüyor. Filmi izleyenler bunun ne demek olduğunu anlayacaklar. Sadece bu hali ile muhteşem bir seyir keyfi vermeye yetiyor. Ama aslında bunla da yetinmiyor. Çok daha fazlası var.
Aynı Güne Uyanmak Nasıl Bir His?
Phil karakterini şöyle bir incelediğimizde onun kendini beğenmiş bir ukala olduğunu görüyoruz. Kendisi bir hava durumu sunucusu. Her yıl düzenlenen bir etkinlikte, küçük bir kasabada kamera karşısında sunum yapmak için o gün ekibi ile birlikte orada bulunuyor. Fakat aslında o günün onun için bir başka anlamı ise sürekli tekrar etmesi. Bu hayatın olağan akışına o kadar ters bir durum ki ama Phil başlarda bunun için oldukça mücadele veriyor. Uyanıyor, kalkıyor aynı gün. Sürekli aynı döngü. Belki bu noktada anlatmak istediğim noktaya daha çok yaklaştığımı hissetmişsinizdir.
Peki, Phil bunla başa çıkmak için ne mi yapıyor? Kabul ediyor ve sürekli tekrar eden olaylardan ve durumlardan ders alarak yine ertesi güne uyanıyor. Bir güne ne sığdırabilirse bunu yapıyor. Ertesi gün yine aynı gün olsa da Phil, dünden alacağı dersi almış bir şekilde yeni günü de bu amaç için kullanıyor. Sonunda ise oldukça şaşırtıcı bir değişim geçiriyor. Tabii bu durum diğer kasaba halkına ve dostlarına göre bir gecede ve kendiliğinden gerçekleşmiş gibi görünüyor. Ama aslında Phil her tekrar eden günden bir ders aldı ve kendini dönüştürmeyi seçti.
Kendini Dönüştürmek: Philin İçsel Yolculuğu
Phil her ne kadar aynı güne uyansa da aslında her alarm çaldığında bir önceki insandan farklı biriydi. Sürekli olan, sıradan şeyleri ezberlemiş ve onları gözlemci bir bakış açısı ile gördüğü için çözümler üretmeye başlamıştı. Hem kendisi için hem de kasaba halkı için kullandı bu fırsatı. Onu bir gün piyano öğrenirken, bir gün Fransızca öğrenirken ve yaşlı bir adamın hayatını kurtarırken görüyoruz. Kasaba halkı şaşkın olsa da aslında bu durum Phil için alışılmadık değil. Çünkü zaten dün yaşamıştı.
Bu açıdan Phil'in yaşadıklarına bakınca, başına gelen bu durumun amacı zaman öldürmek için değil aksine daha iyi versiyonuna ulaşmak içindi. Gerçekten öyle de oldu. Zaman ne kadar durağan olursa olsun ona karşı olan tepkimiz bakış açımızla şekillenir. Bizler ise sürekli gelişir ve dönüşürüz. Tıpkı Phil'in yaptığı gibi.
Filmden Yaşamımıza Bakış
Harika bir kurgu olduğunu düşünüyorum. Hani bazen kendinizi hayatın içinde hapsolmuş hissedersiniz ya işte bu kurgu bunun yansıması. Sanki hiç ilerlemiyor gibi gelir ama siz ertesi güne uyandığınızda yeni derslere ve dönüşümlere sahipsinizdir. İşte hepsi sizin daha iyi ilerlemeniz için gerçekleşmiştir.
Şimdi bu açıdan bakarsak bence o kadar da kötü bir his değil bir günde sıkışıp kalmak. Sadece bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor. Belki sizler de şuan hayatınızın donduğunu ve ilerlemediğini düşünüyorsunuz ama sandığınızdan çok fazla yol kat ettiniz bile. Yeter ki her gün devam etmeyi seçin.
İnsan yeni bir güne uyanmaz. Yeni bir ben'e uyanır. Dünden aldığı derslerle yapar bunu. Gün bir şey vaat edebilir elbet. Peki, biz bunu nasıl kullanacağız? Asıl önemli olan da bu. Yapmamız gereken güne büyük anlamlar yüklemek yerine onu bir fırsat olarak görmek ve amacımızın zaman faktörünü oluşturduğunu düşünmek. Yani hayatımızın tamamı bir zamanın elinde değil. Bizim ellerimizde ve o zamanı nasıl kullandığımızla ilişkili.
Sonuç: Her Gün Devam Et
"Bugün Aslında Dündü" filmi çok güçlü bir mesaj veriyor bizlere. Günler aynı ama sen ilerliyorsun. Kendi hayatlarınıza bir bakın. Öyle olduğunu göreceksiniz. Devam ettiniz. Takvimleri düşünmeyin. Gerçekten güzel mesafeler aldınız. Yaşadığınız bir acı bile olsa boşa değildi ve bir amacı vardı. Her şey aynı sanıyoruz. Bugün mesela. Dünden farklı mıydı? Bu nasıl değerlendirdiğimize göre değişir. Bu gün ilerlemeyi ve ders almayı amaç edindiysem iyi ki yaşadım. Yarınımı da bu amaç için kullanacağım diyorsanız, Phil'in bakış açısını anladınız demektir.
Peki, geriye ne kaldı? Filmi izlemek. Tabii hala izlemediyseniz. İzleyenler düşüncelerini benimle paylaşabilir.
Film incelemelerini seviyorsanız bu yazıları da beğeneceksiniz.👇
Paris'te Bir Hayalperest: Amelié'nin Dünyası
İşe Yarar Bir Şey: Karakterlerin Duygusal Derinliği Üzerine